Dün ve bugün yayınladığım resimler o kadar uzun zamandır yayınlanmayı bekliyorlarmış ki, ben bile dün telefonu karıştırırken karşılaştım kendileriyle :)) Burada giydiklerimde, daha önce bloğa konuk olmuş ve tekrar farklı kombinasyonlarla bir araya gelmiş parçalar... Sevgilim her ne kadar deri parçaları sevmesede ben bayılıyorum...

Bu sezonun en gözde renkleri kesinlikle pastel olanlar. Peki en göze batanlar neler, lila ve mint yeşili... Jeanden gömleğe, etekten bluza ve hatta ayakkabıya heryer pastellere bürünmüş durumda. İşte benim yeni sezondan bayıldığım iki pump.
Ne dersiniz baharda skinnylerimizin, uçuş uçuş elbiselerimizin altına giysek, herkes dönüp dönüp ayaklarımıza bakmaz mıydı ?

Iphone pardon Instagram keşfedildi, mertlik bozuldu:) Bundan çok değil bir ay kadar öncesine kadar etrafımdaki herkese yalvarırdım, noluuur resmimi çekin diye :) Artık çantamda fotoğraf makinesi bile taşımaz oldum :) Kendi işimi kendim hallediyor kimsenin nazını çekmiyorum, özellikle sevgilimin :) Adam resim çekmekten nefret ediyor yaaaa, ne yapsaydım :) Ama fotoğraf makinesine dönmenin vakti gelmiş, çünkü fotoğraf kalitesinden memnun kalmamaya başladım :))) Yine de yoklukta iyi gider bu Instagram olayı :)

Pastel No:16 rengi bana Chanel Graphite 'yi anımsattı. Farklı bir renk, yeşil, altın, gri karışık birşey ama kesinlikle çok hoş ve kombinlenmesi kolay, ayrıca çokta kalıcı. Eğer denk gelirseniz mutlaka alın derim ;)

İşte aynen böyle bir görüntü ortaya çıkar :)

Üzerimdeki parçaların hepsini blogda daha öncede paylaşmıştım. Blog'da NEW IN başlıklı yazılar çokça olabilir, ancak devamlı yeni birşeyler almıyorum. Aldığım şeyleri birden fazla kombinde giymeyi ve paylaşmayı seviyorum. Sabancı'nın torunu değilim nihayetinde :))) 

H&M dotted top, Zara skirt,  Pull&Bear heels, Koton clutch, Michael Kors watch.

Benim için spor ayakkabı giymek demektir :) Hafta içi kombinlerimde daha çok klasik ve topuklu ayakkabı tercih ederken, haftasonu elim hep spor olanlara gidiyor. İşyerinde hoplaya zıplaya gezmenin keyfide bir başka oluyormuş :)

Yüksek bel lacivert pantolonum, kareli gömleğim ve spor ayakkabılarımla dün benden rahatı yoktu.

Bugün Istanbul'da hava muhteşem ötesi. İşe gelirken isyanlardaydım "ne işim var bu havada ofis içerisinde" diye, ama yapacak birşey yok. "Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin" demiş atalarımız :) 

Şubat başından beri gözlük arayışları içerisindeydim. Gözlükte tarzım bellidir benim, klasik aviator ve wayfarer'ciyim :) Hiç bir yerinde taş parıltı olmayacak, dev gibi armalar olmayacak falan gibi takıntılarım var. Bu yüzden bana en hitap eden marka hep Ray-Ban olmuştur ve bütün gözlüklerim hep birbirine benzer :) Neyse efenim, bu aralar tortoise çerçeve bir gözlük istemekteydim. Rayban, Hugo Boss, Ralph Lauren, Marc Jacobs gibi markalarda aslında istediğim modeli buldum ama maaşı alana kadar beklemem gerekmekte. Bende H&M'den istediğim modelin birebir muadili olan bu gözlüğü aldım ve kullanıyorum. Yüzümde duruşunu çok seviyorum. Umarım ay başında almayı düşündüğüm de bunun gibi durur yüzümde :) En kısa zamanda bir outfit postuyla sizinle paylaşmayı umuyorum. 

Bana en çok Pembe VAIO yakışıyor!

Ünlü moda ikonu Ece Sükan, Sony VAIO için ilginç bir işe imza attı. Blogların renkli dünyası ile Sony VAIO'nun renkli dünyasını birleştiren Ece Sükan, birçok blog gibi benim blogumu da inceledi ve yakışacak olan rengi belirledi. Ece Sükan, blog içeriği, tasarımı, duruşuna göre 6 farklı rengi olan Sony VAIO içinden bana Pembe VAIO'yu seçti.

Ayrıca Facebook üzerinde yapılmış özel bir aplikasyonla Ece Sükan profil fotoğraflarını inceliyor ve sana yakışan Sony VAIO'yu belirliyor. Sen de fotoğrafa tıklayarak Facebook üzerinden VAIO kazanma şansı yakalayabilirsin...

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Sizde salıncakları çok sever misiniz ? Ben bayılırım, görür görmez tepesinde biterim. Millet "kocaman kız ne işi var" der diye düşünmeden... Hep daha yükseğe, en yükseğe havalanmayı, rüzgarın yüzüme daha hızlı çarpmasını isterim. Birde karşınızdaki manzara masmavi olursa, bırakın o salıncak sizi Maviliklere götürsün... Üzerinizdekilerin hiçbir önemi yok, basit bir t-shirt, bir jean ve sıfır makyaj...

Bu fotoğraflarım belkide haftalardır yayınlanmayı bekleyen fotoğraflardan sadece bir kaçı. Yavaş yavaş hepsi bir posta konu olacak. O çok kötü 10 günden sonra kendime gelme sürecimde bloğum ve yorumlarınız en büyük terapi benim için.

Daha önce Galata Kulesi'nde yaptığı project mapping ile dikkatleri üzerine çeken 8x4, yeni ürünleri olan Beauty ve Beast için bu sefer de Rumeli Hisarı'nda görkemli bir project mapping uygulaması yapmış. Fantastik gösteriye, hepimizin yakından bildiği Güzel ve Çirkin masalı ilham vermiş. Birbirine kavuşamayan iki aşığın kötü niyetli ejderhaya karşı olan savaşı konu edilmiş. Ejderha masalın sonunda 8x4'ün yeni kokularına yenik düşüyor ve aşıklar kavuşuyor.

Bu arada söylemeden edemeyeceğim; 8x4 gerçekten de hoş ve güçlü kokulara sahip... Deodorant özelliğinin yanında bir parfüm gibi de rahatlıkla kullanılabilir. Gösteriyi Rumeli Hisarı'nda seyredemeyenler için aşağıda paylaşıyorum.

8x4 dünyasını Facebook'tan takip etmek isteyenler; http://www.facebook.com/8x4Turkiye

Herkese Günaydın...

Başsağlığı dileyen, acımı paylaşan bütün arkadaşlara çok teşekkür ederim. Sevinçler paylaştıkça çoğalır ya hani, işte acılarda paylaştıkça azalır. Fakat hiç bir zaman bitmez, o hep içinde biryerlerde seninle yaşlanır ve yok olur. Ama hayat o kadar hızlıdır ki akmaya devam eder, normal seyrine döner yada dönmek zorundadır. 

Bugün işe başladım ve daha iyi olmak için kendime söz verdim. Başka birşey için daha söz verdim;

"Keşke dememek için, sevdiklerinize zaman ayırın ve onları ne kadar sevdiğinizi, değer verdiğinizi her fırsatta dile getirin. Bazen bunun için çok geç olabilir."
.............

Aslında hiçbirşey zevk vermiyor bana bu ara, ama bloğa dönmenin ve sizlerin muhteşem enerjilerinizi yansıttığınız sayfalarınıza göz gezdirmenin bana iyi geleceği kanaatindeyim. Bende bugün sizinle H&M 'in ilkbahar için çıkarttığı Fresh Start Koleksiyonu'ndan beğendiğim görselleri paylaşmak istedim. 

Parıltılı elbise tam benlik bir seçim ;) Siz bir seçim yapsanız eğer hangi parçayı seçerdiniz ?

Bu aralar çok iyi değilim arkadaşlar. Teyzemi kaybettim, beklenmedik birşeydi, hala şokundayız.

O sebeple bir haftaya yakındır buralarda değildim. Kendimi toplar toplamaz yine buralarda olurum. Eminim bu süre kısa olacak ama şimdiden,

Haftasonu'na sadece 2 gün kaldı ve ben inanılmaz derecede sabırsızım. Bir an önce Cuma olsun, hazırlıklarımı tamamlayıp sabaha karşı uçağa koşayım, freeshopta bir kaç tur atayım ve 3-4 günlük bile olsa buralardan uzaklaşayım diye can atıyorum. Cuma akşamı, şişşşt sana diyorum, biraz çabuk gel lütfen....

İstanbul'a kar yağmasından nefret ediyorum, çünkü kar İstanbul'a hiç yakışmıyor. Sevgililer Günü sonrası nefret duygusunu hissetmeyi hiç istemezdim ama hava durumu sağolsun :S 

Dün parça parça yayınlamaya çalıştığım outfitim... Biraz yorgun görünüyor olabilirim, mazur görün - saat 24:00 'e geliyordu ben işten çıkarken :S

Bugün işyerinde oldukça yoğun bir gün yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum. Sevgililer Günü diye insan biraz torpil yapar ama nerdeeee, üstüne birde mesaiye kalmak zorundayım. Bu yüzden bizde "Sevgiler Günü Yemeği" yerine "Kahvaltı'sı" yaptık. Aslında çokta önemsediğim bir gün değil, doğum günü mü hayır, tanışma günü mü hayır, nişan günü mü hayır... Eee... O zaman niye çokta özel bir gün sınıfına koyayım ki. Bizim için 14 Şubat bir kahvaltılık gün oldu sadece :))

Böyle olmasına rağmen yinede bugün kalpli gömleğimi giydim:) Günün anlam ve önemine uygun olsun istedim, sanırım iyi de ettim :)) Üzerimde ki bütün bu kalplerden hepinize birer tane yolluyor ve hepinizin Sevgililer Günü'nü kutluyorum. 

Siyah... Benim rengim sayılır :)) Sayılır, çünkü ne giyeceğime karar veremezsem, zamanım yoksa baştan aşağı siyah giyinir, çıkarım. Kolay kombinlenir, doğru parçalar ile her zaman zahmetsiz bir şıklık sunar, her ortama gider ;) Bu sebeple gardırobumun %40'ı nerdeyse siyah parçalardan oluşmakta. Bugün yine benim için bir siyah günü... Fotoğraflardan anlayacağınız gibi yine kendi işimi kendim yapmak zorunda kaldım, imdadıma instagram yetişti. Belki ilerleyen saatlerde benimkini kandırabilirsem bir fotoğraf çekimi ayarlayabilirim, ama söz veremiyorum ;)

Koton lace top, Mango trousers, Zara flats, Stradivarius belt, Earrings from England...

Üniversite'de arkadaşlarım bana hep "Sevo" derlerdi. Ki hala gerek telefonda olsun, gerek görüştüğümüzde "Sevo aşağı, Sevo yukarı" :) Ama bana Sevo demelerini seviyorum, uzun süre duymazsam eğer üzülüyorum...Galiba ben Üniversite günlerimi özledim, arkadaşlarımı özledim, İstanbul'dan ve ailemden ayrı kendimden sorumlu olduğum o 4 yılımı özledim... En büyük derdimin sabah kalkıp derse gitmek olduğu, final günleri ders çalışmak yerine kuaföre gittiğim günleri özledim. İş hayatı, farklı şehirler, yaşamlarımız bizi ayrı düşürsede yanyana geldiğimizde aramızdaki o sıcaklık, o dostluk hiç bitmiyor ya işte bunu çok seviyorum. 

Bu metal teli görünce Seval yazayım dedim ama sadece Sevo'ya kadar yetti.Beni üniversite günlerime aldı gitti....

Oooooo siz daha yeni mi kahvaltı ediyorsunuz :) "Ben kalkalı neredeyse 5 saat oldu ve şu anda işimin başında hem çalışıyor hemde sizlere bu postu hazırlıyorum" diyorum siz hala beni tutuyosunuz :)

YSL Tribute serisinin bütün modellerine aşık biri olarak, geçen sene Nursace'nin koleksiyonunda birebir aynısına rastlayınca almadan duramamıştım. Ama gelin görün ki sadece 1 kere giydim... Gerçekten çooook yüksek, yükseklerde de hava pek soğuk olduğundan fazla tercih etmedim sanırım :) Ama kendisine aşkım hala devam etmekte.. 

Neyse, neden mi bu postu yapıyorum? Sizden fikir istiyorum... Sizce bu botları nasıl kombinleyipte şeytanın bacağını kırmalı ? Bütün kombin önerilerinize açığım, bekliyorum :))

Yeni, yine, yeniden Todays Detail... Ben bu instagram olayını çok sevdim, bir süre böyle devam ederim gibi geliyor. Hem resmimi çektirmek için binbir dil döktüğüm sevgiliyede gerek kalmadı, ohh :)) Ama kendimi biliyorum, bir kaç haftaya bundanda sıkılırım, tırım tırıs sevgiliye dönerim:))

Birde bu ara Temple Run'a fena derecede takıldım, her boş anımda Mirkelam gibi koşup duruyorum :)) Millet nasıl milyarlık skorları yapıyor yaa, kafayı yicem :)) Püf noktası varsa biri bana anlatsın yahuu???

Bugünüm'den detaylar... 

Koton kolye, Bershka gömlek, Manikürü ben yapmaya çalıştım(makyajkozmetik bloğundan görüp denedim) :)  
Koton necklace , Bershka shirt, Nail design by me, inspired from here... 

Arkadaşlar bugün oturmadım, sizler için çalıştım :) Cidden bu kolajları hazırlamak, kolaja seçeceğim parçalara karar vermek, ne zormuş... Eğer sezon alışverişine çıkacak olanlar varsa, umarım birazda olsa yardımcı olabilmişimdir. Bu seriyi sevdiyseniz eğer diğer markalar içinde bu tarz postlar hazırlayabilirim.

 Bütün mağazalarda yeni koleksiyonlar yerini yavaş yavaş almaya başlamışken, ilk durağım tabiki Zara. Bu sezonun çoğu trendini Zara'da bulabilirsiniz. Benim seçtiklerime gelecek olursak;

Pastel tonlar bu sene çok fazla tercih edilecek, özellikle jeanlerde...

Bazen insanları anlamak çok güç... Artık bende anlamaya çalışmayı bıraktım. Birilerine yaranmaya çalışmak, olduğundan farklı görünmeye uğraşmak ve senin ne olduğunu zaten bilen insanlara da bunu empoze etmeye kalkmak... Bir insan kendine neden bunu yapmaya çalışır ki. Bırak seni olduğun gibi sevsinler, sen olduğun için. Onlar olmaya çalıştığın insanı sevdikten sonra, peki senin kendine olan saygın seni sever mi?  Zorlama dostluklara, sevgilere ihtiyacın var mı? Hayatım boyunca ay o da beni sevsin, buda, şuda demedim, şekilden şekile girmedim. Neysem O oldum, içimdeki neyse dışımada O yansıdı. O sebeple BEN kendimi seviyorum, beni ben olduğum için seven insanları seviyorum... İyiki varsınız...



Lancome Doll Eyes ile Rimmel Eyeliner'ın gözümde uygulanmış hali... Bu şekilde her ikisi içinde swatch olmuş oldu :)

Zara'nın yeni koleksiyonunu incelediğimde bu ayakkabıya aşık olmuş, hatta sizlere de soraraktan aramaktaydım. Eee ayakkabı canavarı durur mu, müdavimi olduğum Capacity 'i Zara'yı arayıp, ki artık bütün çalışanlarla kanki oldum :) , benim için 37 ve 38 numaralarını ayırmalarını istedim. Zara'da numara problemi yaşadığımdan hep böyle yapıyorum, çünkü Zara'nın bazı modellerinde kalıplar çok dar olabiliyor. Ama 37 tam oldu ve ayağımda duruşuna bayıldım. Sezonda 4 katına satılan bu babetleri tek ve 37 numara bulunca, yanına ekledim...

Veee artık uzun bir süre alışveriş yapmamaya karar verdim :)) Nasıl beğendiniz mi ikisinide?

Rimel deyince benim aklıma ilk gelen marka her zaman Lancome'dur. Tabiki hep Lancome kullanmam ama mutlaka bir adet çekmecemde durur. Gerçi makyaj çekmecemde bir dolu rimel var, çünkü bana göre makyajı gösteren güzel boyanmış kirpiklerdir. Lancome rimel deyince benim aklıma hep Hypnose gelir, bu yüzden neredeyse Hypnose ile çıkan bütün seriyi denemişimdir ama klasik Hypnose üzerine maskara tanımam. Doll Eyes'ı çıktığından beri çok merak ediyordum, nette hakkında çok güzel yorumlar okumuştum. Daha fazla dayanamayarak Misspera'dan aldım. Veee bu rimeli klasik Hypnose kadar çok sevdim. Ambalaj olarak Hypnose Drama'ya benzemekle birlikte, fırçası çok daha kullanışlı. En dipteki ufak kirpiklere bile ulaşmayı sağlıyor. En kısa kirpikleri bile uzatıyor ve yeteri kadar hacim veriyor. Ben çok beğendim bu rimeli... 

Bir başka konu ise, Misspera adlı kozmetik ve parfüm alışveriş sitesi. Yurtdışı kozmetik alışverişinin kısıtlandığı şu günlerde bence bakımlı bayanlar için süper bir seçenek. Fiyatlar bildiğimiz büyük firmalara göre çok daha uygun. En sevdiğim özelliği ise kargo ücreti ödemiyorsunuz. Ayrıca kargosu çok hızlı, siparişi verir vermez neredeyse hemen kargoya veriliyor. Ya sipariş verdiğiniz günün akşamı yada en geç diğer gün kargonuz elinizde oluyor. Birde kutuyu açtığınızda sadece ürününüz değil, minik güzel sürprizlerde sizi karşılıyor. Ufakta olsa bu minik hediyeler beni o kadar mutlu ediyor ki. Bana 212 Sexy Men sample ile Olay Jel Nemlendirici(tam boy) hediye göndermişlerdi. Buradan kendilerine tekrar çok teşekkür ediyorum. Sizde güvenle alışveriş yapabileceğiniz, müşteri hizmetlerinin ve kargosunun hızlı, fiyatlarının uygun olduğu bir kozmetik sitesi arıyorsanız, Misspera'yı kesinlikle tavsiye ederim.

Maxi elbise ve eteklere olan düşkünlüğümü kimse anlayamıyor. Alıyorum, alıyorum, alıyorum... Ama sadece dolap beklemek zorunda kalıyorlar. Çünkü işyeri ve ofise uygun değiller, haftasonları ise nedense unutuyorum giymeyi. Ama bu sefer şeytanın bacağını kırdım ve çokta uzun olmayan bu elektrik mavisi elbisemi sonunda giyebildim. Beline deri bir kemer ve çok çok az aksesuar ile kendimi rahat hissettiğim bir kombin oldu. Beğendiniz mi bu hafta sonu çalışmak zorunda olan SWL'yi ???