Bebeğimin Uyku Düzeni ve Gece Gündüz Ayrımı

15:40:00

Bebeğine nasıl bakacağın ve davranacağın hakkında hiçbir bir kitap alıp okuma diyen yakınlarıma "haklıymışsınız" diyerek haklarını teslim ettikten sonra konuya girmek istiyorum. 

Evet, her çocuk bir karakter ile doğuyor. O kitapta okuduğunuz pıtpıt yaptım gazı çıktı, pışpış yaptım uyudu gibi bir hayat maalesef yok. Yani en azından ben şanslı olan o azınlıkta değildim:) Bunu bilerek bu sürece başlamanız psikolojik açıdan size fayda sağlayacaktır. Oğlumun doğduğu ilk güne dönelim isterseniz, her şeyin başladığı o güne...


Ben Berk'i normal doğumla dünyaya getirdim. O sebeple hastane sadece 1 gece kaldık. Doğduğu ilk gün Berk çok sakin, uyuyan bir bebekti. Ayyy dedim ne kadar şanslıyım oğlum çok uslu. Yardımcı hemşiremizle birlikte emzirmeyi, nasıl tutmam, bakımını nasıl yapmam gerekiyor onları öğreniyorduk, yani herşey çok güzeldi. 

İlk günden sonra dedim "oleyyy", o hep hayalini kurduğum uslu bebeğimle hayata çok kolay adapte olacağız. Ben bakımlı uzun sapsarı saçlarımla, incecik belim, full makyajlı suratım, incecik topuklularımla caddede bebeğimin arabasını sürecek, o da uslu uslu etrafı izleyecek, uykusu gelince uyuyacaktı... Hı hı canım hı hı aynen öyle oldu:)

Eve gelmemizle birlikte 2. gün Berk'in gaz sancıları başladı. Okuduğum kitaplara göre bebekte gaz sancıları ortalama 2 haftalıkken başlarmış, 2. gün de neyin nesiydi... Bebeğim devamlı emmek istiyor, emerken memede gazını çıkaramadan uyuyor, uyandığında tekrar gaz sancısından memeye yapışıyor, gaz üstüne gaz birikiyordu. Ben çıkarmaya çalışıyorum, bazen başarılı oluyorum, bazen olamıyorum... Hatta bazı akşamlar soluğu doktorda alıyorduk. O ilk aylar haftada iki üç doktoru görmezsek rahat edemez hale gelmiştik :) Yoğun gaz problemimizden dolayı uykularımızda rezildi, bazen sadece memede uyuyor, yerine koymak için kaldırdığımda anında uyanıyordu. Es kaza yerinde uyursa max 30 dk uyuyordu. Bu dönemde bir sürü gaz ilacı denedik, şükür ki en son kullandığımız ilaç ile gaz problemi çözüldü (bu konu hakkında detaylı bir post hazırlayacağım) ve uykular da düzene girdi, depresyonik anne de kendine gelmeye başladı. 


Dönmeye, hareket etmeye başlaması ve kullandığımız gaz ilacının olumlu etkisiyle Berk'in gaz sancıları bittikten sonra daha düzenli bir uyku düzeni için kollarımı sıvadım. Ama kesinlikle katı kurallar, saate bağımlılık, odasında yatırma vb. gibi zorunluluklarım yoktu. Ki daha yeni dünyaya gelmiş, tek güvendiği ve o olmadan hayata tutunamayacağı kişinin onu katı kurallara bağlaması bana çok acımasızca geliyor. Benim hiç bir zaman kurallarım olmadı, önceliğim onun istekleri doğrultusunda bir rutin oluşturup, uyuyup güzelce uykusunu almasını sağlamak, daha huzurlu, sağlıklı bir bebek olmasını desteklemekti. Ve şundan da emin olun ki şu dünyada uykusunu almış bir bebek kadar mutlu bir bebek daha yoktur. 


Uyku rutini oluştururken okuduğum bazı yazarlardan, en önemlisi Berk'in karakteri ve ihtiyaçlarının neler olduğunu göz önünde bulundurarak faydalandım. 

* O dönem Berk 4 aylıktı ve evimizdeki yer sıkıntısından dolayı yatağını kendi odamda konumlandırmıştım. Yine bizimle aynı odada uyumaya devam edecekti. O yüzden bütün bu rutinleri yatak odamıza göre uyarlamıştım. Normalde de aşırı ışıktan rahatsız olan bir çifttik biz Berk'ten öncede. O yüzden oda da zaten loş ışık ve kalın fon perdeler kullanıyorduk, bunun için extra birşey yapmak zorunda kalmadım. 

* Odaya geçmeden önce duşunu aldırıyordum. Odada kuruluyor, kremliyor, hafif bir masaj yapıp, uyku kıyafetlerini giydiriyordum. Bu esnada da odanın loş olmasına özen gösteriyordum. 

* Berk'in şu yazımda da bahsettiğim Dönencesinin ninni modunu açıyor, sesini hafif kısıyordum.

*Onunla sesli olarak fazla iletişim kurmamaya çalışıyor, konuşmam gerekiyorsa olabildiğim kadar sesimin volümünü düşük tutuyordum. 

* Sonra kucağıma alıp, "hadi perdelerimizi çekelim ve iyi geceler yapalım annecim" deyip, fon perdeleri kapatıyorduk. Bu duruma o kadar alışmıştı ki bazen kucağıma almadan perdeyi ben kapattığımda sevinerek yatakta tepiniyordu :) Gündüz uykularında fon perdeleri açık bırakıyordum. Bu şekilde gece yada gündüz olduğunu anlıyordu. 

* Sonra yanına bende uzanıyordum, bazen emziğini emerek uykuya dalıyor, bazende emerek uyumak istiyordu. Bu kısım o nasıl istiyorsa öyle oluyordu. Daldığında memeyi bırakıyordu, bende onu alıp yine bizim odamızdaki yatağına koyuyordum. 

*Gece boyu 2-3 kez kalkıp emiyor, gerekli sütü aldıktan sonra yatağına yatmak isteğini belirtir gibi kendini geri atıyordu. Yatağına koyduğum anda kaldığı yerden uykusuna devam ediyordu. 

*Veee sabah 7- 7:30 arası tekrar güne başlıyorduk. 


Bu rutinimiz yaklaşık Berk 1 yaşına gelene dek devam etti. Tabiki arada diş çıkarma dönemleri, aşı zamanları ve hastalık girdiğinde rutin falan kalmadı. Ama ben moralmen çökmedim, çünkü Berk'in  bir şekilde bu rutine geri döneceğinden emindim. 

Yaşından sonra yeni evimize taşındık ve burda Berk'e oda yapabildim. Zaten şu postumda da anlatmıştım, tüm eşyalarını yeni odasında düzenledik. Yatağı zaten her zaman uyuduğu yataktı. Ama tek başına kendi odasında uyumayı çok sevemedi. Bizde yine bizim odamızda yukarıda anlattığım rutinleri yapıyor, Berk uykuya daldıktan sonra odasına yatağına koyuyorduk. Bazı geceler kesintisiz uyuyordu, bazı gecelerde kalkıp ağlıyordu. Yürümeye başladıktan sonra kalkıp gelip yanımıza yatmaya başladı :) Sabah bi kalkıyorduk Berk bizi ittirmiş yerimize yatmış :) Ayrıca çok rahat yatan bir çocuk Berk, eli kolu bacağı ayrı yerlerde olur genelde. O yüzden 60 cm lik yatağı ona dar gelmeye başladı. Gece dönerken eli kolu bir yere çarptığında uyanmaya ve huzursuzlanmaya başladı. Bende montessori yatağı arayışlarına tabiki :) Hala daha içime ve keseme sinerek yaptıracak bir yer bulamadım. Ancak bu durumu çözmek içinde Berk'e yer yatağı yapmaya başladım. 


Berk yer yatağında yatmaya başladığından beri geceleri sadece su için kalkıp geri yerinde uyumaya devam ediyor. Bazen hala gelip aramıza giriyor. Aslında bu durumu "Hayırrrr öyle şey olur mu almayın yanınıza sakın" cılara rağmen ben çok şeker buluyorum :) Ya bundan daha güzel uyandırılmak var mı? Minicik bir el gelip "anniiiii enenen" diyor ve siz "hayır, yatağına marş marş" mı diyeceksiniz. Cidden bunu diyorsanız okumayın beni, valla okumayın :)

Konuyla alakalı veya alakasız şunlarıda eklemek istiyorum. Bebeğinizi kitaplar değil siz büyütürsünüz. Tabiki okuyacaksınız, tabiki bileceksiniz. Ama kitaplarda okuduklarınızla gerçek hayat eşleşmediğinde bir problem var hissine kapılmayın. Çocuğunuz emmek istiyorsa emzirin, 15'er dakika kısıtına takılmayın, ağladığında kucağınıza alın, beraber uyuyun. Ve bunların aksini söyleyenlere kulaklarınızı tıkayın. En en en önemlisi siz annesiniz, annelik iç güdülerinize güvenin. Emin olun ki bir problem varsa da yoksa da anneler bunu hisseder...


You Might Also Like

1 yorum

  1. Çok içten ve açıklayıcı olmuş evet kitaplara göre çocuk buyutulmez sadece fikir verebilir.Hem tebessüm hemde gozlerimi aça aça okudum biraz Daha mi ertelesem diye düşünüyorum bebek fikrini saka bi yana berke bayılıyorum onunla cektigin her snapi defalarca izliyorum, yazdıklarının çoğunu anlatmış olsanda daha önceden post halinde olunca duvara toplamış gibi oldum işin espirisi tabi bu da sevgiler...

    YanıtlaSil