Örgüyle hareketlendirilmiş saçlara bayıldığımı eminim ki biliyorsunuz. Hem zamandan kazanmak hemde helenistik bir görünüme

 kavuşmak için en sık başvurduğum saç şekli...Her iki kulağınızın arkasından birer tutam saç alın. Bunları ayrı ayrı örün, 

saçlarınızı biraz kabartıp, taç gibi olacak şekilde her iki örgüyüde çaprazlayarak kulak arkalarınızdan tel toka ile tutturun. 

Yine uykusuzum hem de çok uykusuz. Bugün işten çıkar çıkmaz eve gidip yatmak istiyorum, bakalım başka bir program
çıkmadan bunu yapabilecek miyim? Ama ne olursa olsun, ben yarın işe gelmiyorum kiiiiiiiiiiiiiiiii. Kıskanabilirsiniz :) İki gün
boyunca tüm işim yapmam gereken şeyleri tamamlamak ve resmi giyimden uzak durmak. Yapmam gerekenler derken, o
kadar çok birikti ki...Dolaplarım düzenlenecek, cilt bakımım yapılacak ve sevgilimin evine de bir el atsam iyi olacak.
Çok fazla !!!

Sleepy again. I want to go home as soon as my work day finish today. And I will not come to work tomorrow. Don't be 
jealous baby:) I have to do a lot of thing during this two off day.Orginazed my wardrobe, doing my skin care and cleaning
 my boyfriend's flat. Damn !!!

Follow me on Instagram : @SWLS

Merhabalar, aslında bugün pek yazmak istemiyordum ama yine istemsiz bir refleksle klavyenin başındayım.

Bu aralar çok dengesizim, ama öyle bir iki konuda değil, çoğu konuda... İki üç gün 3'er saatlik uykularla günü geçirip, diğer gün
 10 saat uyuyorum ve sonra yine 3 saate geri dönüş... Bir gün kıtlıktan çıkmış gibi herşeyi yiyorum, diğer gün canım hiç bir şey
istemiyor. En sevdiğim aksiyonlardan biri olan makyaj yapmak, artık zaman kaybı gibi geliyor. Rimel ve allık ile gün geçiriyorum,
kendime şaşıp kalıyorum. Devamlı ruj, gloss alıyorum ama aylardır paketlerini açmadım, bir gloss insana fazlalık gelir mi ya?
Topukluları bir kenara attım en sevdiğim şey babet ve spor ayakkabılarım. Devamlı tatil yapmak istiyorum, aynı zamanda
maaşım da yatsın istiyorum. Kendimden bir kaç tane daha olsun istiyorum.
Çok mu şey istiyorum, hadi kabul edin bence güzel fikir ;)

Günaydınlar... Hem dinlendirici hemde yorucu bir haftasonunu daha geride bıraktım. Yeni haftaya yine uykusuz olarak

 başladım, süperim... Neyse, yanıma kar kalan bronzluğum var. Kendime bakıp bakıp dinlenirim artık :) 

Bu botları Stradivarius'ta ilk gördüğümde bayılmış ama maaş günüme bir iki hafta olmasından dolayı alamamıştım. O günün akşamı

 sevgilime "Ya ben bir bot gördüm, burasında zımbalar var , işte şu renk" diye anlattım. O da bana, "Yeter artık ayakkabı, ayakkabı.

 Dükkan mı açıcaksın? Artık ayakkabı almak yok!" dedi. Eee şimdi kolaysa gel de al :) Sonra bir kaç gün sonra elinde bir hediye paketi. 

 

Bu aralar çiçeklerden gidiyorum, yaz bitmeden hevesimi alsam iyi olacak :) Ama olsun bu mevsimde elbise gibi rahat bir parça

 varken pantolon giymek niye... Hem şundan bir ay sonra pantolonlara mahkum olacağımız düşünülürse, elbiselerimize o son 

şanslarını verelim olsun bitsin.

Bu arada beni azıcık daha yakından tanımak ister misiniz? Sevgili Pembe Evren'in bana yolladığı mimle bu mümkün :)

 Favori rengim blogdan da aşina olduğunuz üzere siyah ve beyazdır. Dolabım ağzına kadar siyah ve beyazla doludur. Favori hayvanım

 akvaryum içindeki balık :) Evet çok sevmeme rağmen dokunamama ve yaklaşamama problemim var. Favori sayım 3-5 arası gider gelir.

 3'e 5'e bakma demişler, bende bakmıyorum. Favori içeceğim Lipton Ice Tea Mango&Ananas, görürsem affetmem. Facebook& twitter

 denmiş ama sadece bloğumun facebook hesabı var, twitter kullanmıyorum. Ben Instagram'cıyım, her ne kadar bu kategoriler dahilinde 

olmasada. En büyük tutkum ayakkabılar, o alınmadan bir alışveriş düşünemem. Gerçi bu konuda annemden ve sevgilimden ciddi ambargo

 yedim ama olsun, gizli gizli buluşuyoruz biz onunla. Hediye almak mı, vermek mi derkeeen, kim sevmez ki kendisine hep hediyeler alınsın, 

paketler açsın... Favori günüm izin günüm, çünkü yoğun çalıştığımdan herkes gibi belli günler izin kullanamıyorum. Favori çiçek, ımmm 

düşünim aslında çiçek ayırt etmem ne amaçla geldiği önemli. Yani çiçeğin bana alınmasını severim, "ay ben çok çiçek severim gidim de 

kendime çiçek alim" demem :) 

Herşey moda dergilerini karıştırmamla başladı. İçten içe beynimi deşip içine acayip acayip kombinler koymuştu. Düşümde beyaz

 bir tshirt, jean ve boynumu kaplayan parıltılar görüyordum. Ama bu ben olamazdım. Çünkü ben saate takıntılı, küpesiz dışarı adımını

 atmayan, ama iş boynuna gelince sıkıntıya gelemem diyip incecik kolyeleri tercih edendim. 

Nerden çıkıyordu bu statement kolye sevdası... 

Elbiselerimi etek gibi giymeye bayıldığımı söylemiş miydim? Kesinlikle söylemişimdir :) Desenlerine ve kesimine bayıldığım 

bu elbisemi tatil harici giyemeyeceğimden, şehir hayatına uyarlayarak etek gibi giydim. Kesmek yerine içe katlamak ve bunu 

bir kemerle saklamak pekte zor olmadı.

Mükemmel bir günden herkese günaydın... Evet dün gece işten çok geç çıktım, evet sabah erkenden uyanıp tekrar işe geldim, 

ve evet uykusuzum... Ama nedense bugün benim için mükemmel bir gün ;)

Geçtiğimiz hafta izinli olduğum gün bir sürpriz masamda beni bekliyormuş da,haberim yokmuş. İşe geldiğim gün,ofis masamda çok cici

 bir paketin içinde, yine cici birinin elleriyle yazdığı not eşliğinde bu el emeği göz nuru hediyemi görünce nasıl sevindiğimi tahmin edersiniz.

 O kadar sevdim ki, ofise kim gelse "Baaak benim terliklerime" diyerek gösterip durdum :) Kimden geldiğini eminim sizde tahmin ettiniz. 

Şu an blogda hediye çekilişi devam eden o güzel yakaların tasarımcısı Dilşad Öğütçü'den... O kadar ince işçilikle çalışmış ki sizde fotorağlara baktıkça bu özeni görebilirsiniz. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum, ellerine sağlık canım. En kısa zamanda bir kombinle giyip tekrar yayınlayacağım ;) Bu arada sizde facebook sayfasından yaptığı tüm tasarımları görebilirsiniz. 

Follow Me On Instagram : @SWLS

Havalar böyle olduğu sürece benim tatil isteğim bitmeyecek bir türlü. Geçen ay yaklaşık 20 gün izinli olmama rağmen hala kendimi 

dinlenememiş hissediyorsam, durum vahim. Peki bu duruma çare var mı? Ne yazık ki yok, sadece 2 günlük hafta tatillerim 

ve yapacak bir sürü işim var... Oh My God :) Ne anladım ben bu yaz'dan ???

Follow Me On Instagram : @SWLS

Bazen herşeyi çok incelememek, her ayrıntıyı düşünmemek lazım. Neden böyle de şöyle değil. Aslında şöyle olması gerekiyordu

 gibi gibi gibi... Bazen herşey istediğiniz gibi olmayabilir, hatta herkes sizin gibi düşünmeyedebilir. Bunu unutmamak lazım. 

Derler ya "Su akar, yolunu bulur" olayları akışına bırakın, olsun bitsin...

Bu elbiseyle de hikayem aynen böyle... Askıda görüp alınmış, üzerine hiç düşünülmemiş bir parça. Her şekle sokarak giyiyorum. 

Bazen bir etek üzerine bluz oluyor, bazen jean'imin üzerine salaş ama şık bir tshirt, bazen olması gerektiği gibi elbise :) 

Kim acıktığı zaman dumanı üzerinde tüten bir tas çorbaya hayır diyebilir ki? Üşüyünce, geniş sofralarda buluşunca, hafif bir şeyler yemek isteyince, hastalanınca yardımımıza koşan çorba, Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri. Üstelik, hafif ve doyurucu yapısı sayesinde üç öğünde de zengin çeşitleriyle sofralarda yerini alıyor.

Çorba kelimesinin kökeninin ise Farsça "tuzlu haşlama" anlamında kullanılan "shorba"dan geldiğini biliyor muydunuz?

İyi beslenme anlamına gelen Sû ve Pô kelimelerinden türeyen çorba kelimesinin kökeni Sanskritçe'ye kadar dayanıyor.

Çorba: 10 bin yıldır tüketilen bir besin!

Yaklaşık 10 bin yıl öncesinde bile çorba hazırlandığını ve içildiğini gösteren kayıtlar mevcut. Et ve sebzeyle birlikte pişirildiğinde, malzemelerinin sahip olduğu besin değerlerinin bütünlüğünü taşıyan çorba, o tarihlerden günümüze kadar sofraların en değerli besinlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Türk Mutfağı'nın da yıldızı

Dünyanın sayılı mutfaklarından birine sahip Türkiye ise çok zengin bir çorba kültürüne sahip... Mutfaklardaki altın standardın temsilcisi ev yapımı çorbaların yanında, klasik ve yöresel pek çok çeşidiyle hazır çorbalar tüketicilere mutfakta saatler harcatmadan, ailelerinin seveceği lezzetli ve değişik tarifler sunuyor.

Hazır çorbalar, her geçen gün tüketicilerden gelen talepler doğrultusunda geliştirilirken, geniş ürün yelpazesiyle tüketicilerin hijyenik koşullarda taze ve kaliteli malzemeler kullanılarak hazırlanan birbirinden farklı lezzetleri güvenle tüketmelerini sağlıyor.

Tarhanaya Dünyanın İlk Hazır Çorbası demek mübalağa sayılmaz…

Çorbayı oluşturan malzemelerin başında gelen yoğurdun çorba kültürüne kattığı en büyük eser, kuşkusuz tarhanadır. Bir zamanlar göçebe atalarımızın hazır yemeği olan tarhana, hala her zaman ve her yerde çabucak lezzetli bir yiyeceğe dönüşebilecek, taşınması ve saklanması en kolay ve muhteşem üründür.

Tıpkı tarhana gibi, hazır çorbalar da mevsiminde toplanan ve özenle seçilen sebze ve baharatların yüzyıllardır uygulanan, tamamıyla doğal bir koruma yöntemi olan kurutma işlemine tabi tutulması ve harmanlanmasıyla üretiliyor.

Yazın da çorba içilir

Çorba denilince çoğumuzun aklına dumanı tüten sıcacık bir tabak gelse de, Anadolu ve Türk mutfak kültüründe soğuk çorbaların da ayrı bir yeri vardır. Özellikle soğuk ayran kullanılarak
yapılan çorbalar, serinletici özellikleriyle yaz günlerinin hafif ama keyifli yiyeceklerine dönüşüyor. Bu tür çorbaların en başında Sivas'ta yapılan bulgurlu pazılı soğuk çorba ile buğday ve ayranla yapılan soğuk çorba yani ayran aşı çorbası geliyor. Sivas'ta pazı katılan soğuk çorbanın diğer bölgelerdeki yöresel çeşitlerine sarımsak ve nane gibi baharatlar eşlik ederken, kimi bölgelerde ise salatalık gibi yaz sebzeleri eklenebiliyor.

Siz de bir çorba severseniz lezzet dolu çorba dünyasını keşfetmek için www.bencorbaseverim.com adresini ziyaret edin…

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Sonbahar kapımızı çalarken okula dönüş hazırlıklarına başlamanın tam zamanı. Şimdi hem oyun, hem de eğlence için çok sevimli çocuk kıyafetlerimiz var. Bu sezon H&M KIDS ekoseleri, tüvit kumaşları ve enteresan detaylarıyla İngiltere’den ilham aldı!

Bizler H&M olarak, çocuk kıyafetlerimizde standartlarımızı yüksek tutuyoruz. H&M KIDS ürünlerinin çocukların istedikleri gibi hareket etmelerine dayanıklı olması, hem de oyun saatinin daha sakin anları için yeterince yumuşak olması gerekiyor. Kullanışlı olduğu kadar, çocuğunuzun cildine karşı nazik, çevreye karşı da duyarlı olması lazım. Bu nedenle de popüler basic ürünlerimizin çoğu organik pamuktan üretiliyor.

H&M’den çocuk kıyafeti alırken güvende hissedebilirsiniz. Ürünlerin her biri çocuklar için güvenli olduğundan emin olmak üzere bir takım testlerden geçiriliyor. Örneğin tüm dış giysilerimiz kazaları engellemek amacıyla ayrılabilir kapüşonlara ve sımsıkı tutturulmuş düğmelere sahip.

H&M KIDS’le Okula Dönüş’ü ve sonbaharın gelişini yeni bir kampanyayla kutluyoruz! 15–26 Ağustos tarihleri arasında yapacağınız her 20 TL’lik alışverişe, 27 Ağustos – 9 Eylül 2012 tarihleri arasında tüm koleksiyonlarda kullanabileceğiniz 10 TL’lik hediye kartı H&M mağazalarında sizleri bekliyor.

Hangi etkinlik için olursa olsun, yeni favorilerinizi seçmek çok kolay. H&M hem çocuklara, hem de yetişkinlere neşeli bir sonbahar diliyor!

H&M’in kampanya ve yeniliklerinden haberdar olmak için sitesini ve sosyal ağ hesaplarını takip edebilirsiniz:

http://www.hm.com/tr/
http://www.facebook.com/hm
https://twitter.com/hmturkiye
http://www.youtube.com/user/hennesandmauritz

Hep "baba gömleği" diye bir kavram olacak değil ya???

Karşısına geçip "Giyecek hiç birşeyim kalmamış" deyip dolabıma lanet okuduğum günler, diğer gözüm hep annemin dolabına kayar. 

Bazen bir gömleğine, bazen bir kazağına takılır, bütün mevsim onu kendi dolabımda misafir ederim. Bu gömlekte annemin eski sezonlardan

 kalma, benim görür görmez kumaşına bayıldığım bir parça oldu. Bazen şortların, bazen askılı atletlerin, bazen de aynen böyle jeanlerin üzerine giydiğim kilit ve şu an için anneme geri vermek istemediğim parça...

Geçtiğimiz günlerden kalma, gayet rahat bir iş günü... Ofis kıyafetlerimde her zaman dekolteyi en aza indirmeyi, rahat ve şık olmayı

 seviyorum. Bu şekilde daha uygun olduğunu düşünüyorum, ancak sizin de bu konudaki düşünceleriniz neler, merak ediyorum?

Giyinip süslenip ofise geldim.Saçlarımı hep topladım. Nedense uzun saçlarımdan nefret ettim.